Kaygı/Korku Nedir?
KORKU dediğimizde aslında temel bir duygudan bahsediyoruz. Herkes tarafından yaşanabilen…Temel ve doğal bir duygu.Bu duygu, tehlikeye karşı gösterdiğimiz doğal olarak hissettiğimiz bir tepkidir aslında. Bu durum gerçek ya da gerçek olmayan tehlikelerden oluşabilir. Önemli olan bu tehlikenin gerçek mi yoksa hayalimi olduğunun belirlenmesidir. İster gerçek, ister bizim yarattığımız tehlike olsun, korku karşısında vücudumuz doğal olarak fizyolojik ve ruhsal tepkiler gösterir. Kullanabileceği bütün içsel kaynaklarını kullanarak ya bu tehlikeye karşı koyar, kendini savunur, ya da tehlikeden kaçar, ondan kurtulmaya çalışır.Korku karşısında; vücudumuz kendini korumak için ihtiyacı olan bölgelere daha fazla oksijen içeren kan pompalayarak kalbimizin çalışma temposunu artırır. Kalbimiz daha hızlı atmaya, yani kalbimiz çarpmaya başlar. Daha fazla oksijen ile daha hızlı nefes alıp vermeye başlarız. Solunumumuz hızlanır. Diğer yandan vücudumuz, ısısını sabit tutmak için onu soğutmaya çalıştır, böylece terlemeye başlarız. Bütün bu bedensel değişiklikler fizyolojik olarak vücudun kendini korumasına yönelik gerçekleşen olaylardır.Korku duyduğumuz zaman ortaya çıkan bu bedensel belirtilerin yanında düşüncelerimiz de korkuya odaklanır ve neredeyse başka bir şey düşünemez hale geliriz.
KAYGI korku ile ilintili olmakla beraber ondan farklıdır. Korku hemen şimdi ortaya çıkacak bir tehlikeye karşı iken kaygı daha çok gelecek yönelimlidir, yani gelecekte olacak tehlikeye karşı bir savunma ya da kaçıştır. KAYGI daha yaygın, daha yavaşortaya çıkan ve daha uzun süren bir duygudur. Başka bir deyişle, kaygı, açık olmayan korku veya bir temel ihtiyacın karşılanmaması durumunda meydana gelen huzursuz edici ve gerginlik yaratan duygudur. Kaygımız yükseldiği anda bedenimiz bazı sinyaller gönderilir, kalp atışları hızlanır, terleme, üşüme, yorgunluk solunum güçlüğü, titreme, mide ağrısı ve baş ağrısı gibi fizyolojik değişimler yaşanır. Bunun yanında normal düzeyde bir kaygı, kişiye istek duyma, karar alma, alınan kararlar doğrultusunda enerji üretme ve bu enerjiyi kullanarak performansını yükseltmek açısından yardımcı olur.Kaygı/Korkunun NedenleriYATKINLAŞTIRICI ETKENLERÖzgül fobilerin ilk belirtileri genellikle çocukluk döneminde veya ergenlik döneminin başlarında ortaya çıkar. Kadınlarda erkeklere oranla daha yaşlarda ortaya çıkabilir.1. Kişinin kendi başına gelen örseleyici olaylar ( bir hayvan tarafından saldırıya uğrama ya da kapalı bir yerde kilitli kalmış olma gibi)2. Korku duyulacak durumlarda beklenmedik panik atakları yaşamış olma3. Başkalarının başına gelen örseleyici bir olayı ya da başkalarının korktuğunu görme4. Bilgi aktarımı ( ebeveynlerin sürekli uyarıları veya medyada çıkan haberler )Korkunun ve kaygının ana nedeni söz konusu nesnenin ya da durumun bir yönüyle kötü bir sonuç doğurabileceği beklentisidir. Bu nedenler:1. Doğuştan kaygı ve korkuya eğilimli olma – bilimsel araştırmalara göre bu durum genler aracılığıyla kalıtsal olarak aktarılmıştır.2. Korkunun diğer bir nedeni de örnek almadır. Çocukluk çağımızda anne babamızın özgül fobisi varsa biz anne babamızı örnek alırken onların bu korkularını da örnek alırız. Bu da bizde benzer bir durumun ortaya çıkmasına neden olur.3. Çeşitli baskılara tabi tutularak yapay veya doğal oluşan korkular.4. Bazı kaygı ve korkular da sık-sık tüketilen uyarıcı maddelere bağlı olabilir. Örnek olarak, aşırı tüketilen kahvede bulunan uyarıcı madde kafein bile buna neden olabilir.5. Kişinin hayatında değişiklikler de fizyolojik uyumuna etki edip korku ve kaygıyı ortaya çıkarabilir.
Hamile kadınların hayatındaki gelişim ve hormonal değişimler buna örnektir.Hipnozla TedaviHepimizin içinde anlam veremediğimiz korkular vardır.Kediden, köpekten korkarız. ( Hayvan fobisi)Uçaktan, yükseklerden korkarız. (Yükseklik fobisi, uçak fobisi)Karanlıktan korkarız. Mezarlıktan, ölülerden, ölümden korkarız. ( ölüm fobisi, karanlık fobisi)İnsanlarla bir arada olmaktan korkarız. Toplum önünde konuşmaktan korkarız. ( sosyal fobi)Bazı korkular doğaldır. Bizi koruyan bir duygudur. Örneğin vahşi hayvanlardan korkmak gibi. Trafikten, şimşekten korkmak gibi.Panik atak kontrolden çıkmış korkudan başka bir şey değildir. Bu konuda panik atağa giden yol isimli yazıyı okuyabilirsiniz.Korku korkuyu beslerAma bazı korkular insanın rahat yaşamını engelleyecek kadar şiddetli ve anlamsızdır. Hatta panik atak dediğimiz, kişiye korkulu kabuslar, çarpıntılar, terlemeler yaşatacak kadar şiddetli korkular vardır. Bazen da bu korku nereden kaynaklandı diye şaşırırız.
Örneğin yüksekten korkan bir kişi köprülerden de rahat geçemez, en azından huzursuz olur. Yani tek bir olaya bağlı gibi görünen korkular zamanla benzer durumlar içinde işlemeye başlar.Korkunun nedeni geçmiştedirTüm bu korkular geçmişte yaşadığımız olaylarla bağlantılıdır.Bilinçaltının koruma güdüsü ile ilgili olarak ortaya çıkmıştır.İlk yaşanan deneyimde olaya yüklü duygu –genelde korku- bilinçaltını artık tüm benzer olaylarda aynı şekilde davranmaya iter.Bilinçli aklımızla ne kadar uğraşırsak uğraşalım bu korkulardan tam olarak kurtulamayız.Halbuki basit bir hipnoz ve hipnoterapi senası ile korkuya neden olan ilk olayı ortaya çıkarırız.Olaya yüklü duyguyu boşaltırız, bilinçaltına yeni bir bakış açısı kazandırırız ve daha kişinin seansı bitmeden kişi iyileştiğini fark eder.Çoğu zaman ilk olay önemsenmeyecek kadar basittir.Ama zamanla benzer olaylar bilinçaltına yerleştikçe korku büyür, kök-budak salar.İlk olayın bulunup temizlenmesi diğer olayların etkisini de domino taşlarının yıkılması gibi ortadan kaldırır.