December 13, 2024

Konversiyon Bozukluğu

DSM-IV konversiyon bozukluğunu bilinen bir nörolojik veya tıbbi hastalıklarla açıklanamayan bir veya daha fazla nörolojik semptomun (örn. paralizi, körlük, parastziler) bir arada olması ile karakterize bir bozukluk olarak tanımlanır. Ek olarak, tanı için semptomların başlangıcı veya alevlenmesi psikolojik etkenlerle ilişkili olmalıdır.
Konversiyon bozukluğun yıllık insidansı 100.000’de 22 olarak bildirilmiştir.

Erişkin hastalarda kadın erkek oranı en az 2’ye 1, en fazla 5’e 1’dir. Çocuklarda bile üstünlük kızlardadır.
Konversiyon bozukluğu olan erkekler sıklıkla mesleki ve askeri kazalar geçirmişlerdir. Konversiyon bozukluğu çocukluktan ileri yaşlara kadar herhangi bir yaşta başlayabilir, fakat ergenlerde ve genç erişkinlerde daha sıktır. Veriler, konversiyon bozukluğunun kırsal nüfusta, az eğitimli kişilerde, düşük zeka düzeyi olanlarda, düşük sosyoekonomik grupta ve çatışmalara katılmış askeri personelde daha sık görüldüğü belirtilmektedir.

Psikanalitik teoriye göre, konversiyon bozukluğu bilinç dışı intrapsisik çatışmanın bastırılması ve anksiyetenin fiziksel bir semptoma dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkar. Çatışma, içgüdüsel uyaranlar ile (örneğin agresif ve cinsel) bunların ifade edilmesine karşı engel olması arasındadır.

Felçler, körlük ve mutizm en sık görülen konversiyon bozukluğun semptomlarıdır. Konversiyon bozukluğunda özellikle ekstremitelere ait anestezi ve paresteziler sık görülür. Semptomları olan hastalar nadiren düşer ve genellikle yaralanmazlar.
Yalancı nöbetler konversiyon bozukluğunda bir diğer semptomdur. Yalancı nöbeti olan yaklaşık üçte bir hastada ayrıca beraberinde epileptik bozukluk da vardır. Yalancı bayılma sonrasında pupilla ve öğürme refleksleri korunmuştur ve nöbet sonrası hastada prolaktin konsantrasyonunda artış olmaz.

Konversiyon bozukluğu tanısı almış hastaların yaklaşık %25-50’si sonuçta erken dönemdeki semptomların nedeni olabilecek nörolojik veya psikiyatrik olmayan tıbbi bozukluk tanısı almışlardır. Konversiyon bozukluğu olan hastaların büyük çoğunluğunda belki %90-100’ün de başlangıç semptomları birkaç gün veya bir aydan kısa bir sürede ortadan kalkar. Hastaların %75’inin başka bir epizod geçirmeyeceği belirtilir, ancak hastaların %25’i stres dönemlerinde ek epizodlar geçirebilirler.

Konversiyon bozukluğunun semptomları genellikle kendiliğinden gerilese de, bu gerilemeyi İçgörü merkezli destekleyici veya davranışçı terapi kolaylaştırır; terapinin en önemli özelliği ilgi ve otoriter teropatik ilişkidir