December 13, 2024

Kendilik Psikolojisi(Self psikolojisi)

Bu en son gelişen psikanaliz ekolü Heinz Kohut’un çalışmalarından ortaya çıkmıştır.Kendiliği “id, ego ve süperego’nun” toplamı olarak gören bu anlayış, “kendilik deneyiminin parçalara bölünemeyen sürekliliği ve özgüven” üzerinde durmaktadır.Kendilik psikolojisinin “kişilik bozukluklarını” anlama çabasında nesne ilişkilerinden ileri bir durak olarak görülmesi zaruridir.Kohut bilinçdışı,birincil süreç düşünce ve psişik determinizm gibi psikanalizin temel kavramlarına sadık kalmakla birlikte , güdülenimin cinsel temelde değil narsistik temelde olduğu iddiası ile bazı çevrelerce klasik psikanalizden kopmuştur.Bu ne anlama gelmektedir? Ortodoks psikanaliz cinsel dürtülerin “haz ilkesi” çerçevesinde doyum aradığını iddia eder.

Oysa Kohut ,gelişimin erken dönemlerinde güdüleyici temel etkenin çocuğun mükemmelliği ve gücü her şeye yeterliliği olduğunu söyler.Çocuk mükemmeliyetini “kendilik nesnesi”denilen ve çoğu kez annenin temsil ettiği nesnenin gözlerinde,gülümsemesinde ,sözlerinde görmek ister.Böylece kendini beğenme ihtiyacı karşılanmış olur.Bir dönem sonra çocuk annenin ima-söz ve davranışları sayesinde kendisindeki kimi eksiklikleri ,yetersizlikleri görecektir.Zamanla kendisi gibi idealize ettiği annesinin de eksikleri olduğunu anlayarak “kendisini beğenme ile kimi eksikleri olma” arasındaki dengeyi kuracak biçimde kendiliği gelişecektir.Eğer bu esnada kendiliği beklendiği gibi gelişemez,olgunlaşamazsa ve kendi mükemmelliğine yönelik bir saplantı içinde kalırsa bu durumda narsistik bir kişiliğe sahip olacaktır.

Kohut görüldüğü gibi ruhsal yapıyı oluşturan “id-ego-süperego” üçlemesinin yerine “kendilik” denilen kişinin içinde duyumsadığı bir imajdan söz etmektedir.Kendilik kişinin zaman ve mekan içerisinde bütünleşmiş ,tek bir kendilik şeklinde duyumsanır.Ancak bu da birden olmaz.Ancak çocukluktan itibaren uzun bir gelişim süreci sonunda ortaya çıkar.Narsistik kişiliklerde gelişimin duraklaması sonucu kendiliğin bir bütün halinde değil parçalar halinde algılandığı görülür.

Kohut’un terapi anlayışı da klasik psikanalizden farklılık gösterir.Geçmişe odaklanmak yerine şu anda elde bulunan kendilik üzerinde çalışılır.Geçmişten söz edilmesi mümkündür.Ancak bu da kendiliğin üzerinde çalışılması için bir art plan görevi görür.Yani psikanalizdeki gibi bastırılmış anıların-arzuların ortaya çıkarılması ve bir çatışmanın çözülmesi söz konusu değildir.Terapi ,hastanın “kendiliğinin” ,kendilik nesnesi olarak seçtiği terapistin “kendiliğinden” aldığı ve “dönüştürerek içselleştirdiği” yani kendisine mal ettiği tüm güçlülükten uzak,gerçekçi bir profilin oluşması için uğraşır.Bu esnada başlangıçta terapistin ölçülü bir şekilde de olsa hastanın narsistik ihtiyaçlarına saygı gösterdiği bir dönem olması gerekir.