December 13, 2024

Alt Islatma ve Hipnoz

Alt ıslatma, çocukların kuru kalmaları gereken 4 yaşından  sonra gece veya gündüz idrar kaçırma problemidir. Alt ıslatmanın sebebi kesin bilinmemekle beraber; uyku ağırlığı, mesane küçüklüğü ve işeme sisteminde gelişmenin gecikmesi gibi birçok nedene bağlı olduğu düşünülmektedir. Alt ıslatma, büyük oranda kalıtsaldır ve erken tedavisi gerekir. Tedavideki gecikme ciddi psikososyal sorunlara yol açar.  Alt ıslatma durumuna tıbbi olarak enürezis adı verilmektedir ve idrar yapmayı kontrol etmesi beklenen, beş yaşından büyük bir çocuğun istemeden ya da kasıtlı olarak; gündüz ya da gece, yatağına veya elbiselerine tekrarlayan bir şekilde idrar kaçırması durumudur. Bir kişide alt ıslatma sorunu var diyebilmemiz için bu durumun son 3 aydır devam ediyor olması ve haftada en az bir kez meydana gelmesi gerekmektedir.Alt ıslatma sorunu erkeklerde kızlara göre daha sıktır.

Beş yaşındaki çocukların % 4-20’si, yedi yaşındakilerin % 5-11, 15 yaşındakilerin % 1-2’si uykuda işemektedir. Erişkin dönemde de bu oran %1 kadardır.Çocuğun doğumdan bu yana yataktan kuru kalktığı dönem hiç olmamışsa birincil alt ıslatmadır(hastaların % 90’ı) ve çoğunlukla kalıtsaldır, sebebi bilinmemektedir. Uykularında işeyen çocukların anne ve/veya babalarında çocukluk dönemlerinde enürezis oldukça sıktır. Uyku ağırlığı, mesane küçüklüğü ve işeme sisteminde olgunlaşma gecikmesi gibi birçok nedene bağlı olduğu düşünülmektedir.  İkincil alt ıslatma: Alt ıslatmaların % 10 dan daha azını oluşturur. Fiziksel veya psikolojik bir nedene bağlı olarak alt ıslatmayı ifade eder.

İkincil alt ıslatma diyebilmek için alt ıslatmanın, en az 6 ay veya 1 yıllık bir kuruluk döneminden sonra ortaya çıkması gerekir,nedenleri arasında; idrar yolu enfeksiyonları, böbrek rahatsızlıkları, ve şeker hastalığı gibi fiziksel nedenler ile yeni kardeş doğması ve çeşitli ailevi sorunlar gibi psikolojik nedenler olabilir. Tuvalet terbiyesi kazanmış olan bir çocuk yaşamında olağan dışı stresle karşılaştığında, örneğin bir kardeşi olduğunda,tüm ilgi yeni kardeşe yönelmişse, ilgi çekmek,tekrar eskisi gibi sevilmek için hayatın daha geri dönemlerine gidebilir, altını ıslatarak tekrar ilgi çekmeye çalışabilir. Psikolojik nedenlere bağlı alt ıslatma tedavisinde hipnoz çok fayfalı olmaktadır. Erkek çocuklarda daha yaygın olarak görülen alt ıslatma okul çağlarında; eğitim kampları, yatılı okul,  kurs,  askerlik ve evlilik dönemlerinde önemli bir psikososyal sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Erken tedavi edilmezse ileri yaşlara kadar devam edebilen, ciddi psikososyal sonuçları olan önemli bir sağlık sorunudur. Altını ıslatan çocuk ile dalga geçilmemeli,onu hoşgörüyle karşılamalı, utanç duymasına engel olunmalıdır. Altını bağlamak, yatağının altına muşamba gibi şeyler sermek doğru  değildir. 5 yaşından sonra da alt ıslatma sorunu devam eden çocuklar bir an önce tedavi edilmelidir.Uzun süre bu duygularla yaşadıklarında utanç hissiyle birlikte zamanla özgüven eksikliği, çekingenlik, ilişkilerinde yetersizlik, sosyal fobi  gelişebilir. Alt ıslatma sorununun tedavisinde davranışçı terapi teknikleri ve hipnoz son derece olumlu sonuçlar vermektedir.  Çocuk geceleri pek çok psişik nedene bağlı olarak idrarını bilerek veya bilmeyerek denetleyemez. Bu yatak ıslatma işlemleri çocuğa kadar ailesi ve yakınları için de kabul edilmez bir sorundur. Bu tür sorun nedeniyle çevreden kopma, seyahatlerden kaçma, hatta ileri yaşlarda evlilikten kaçma gibi sorunları beraberinde getirir.

GECE İŞEMESİ HİPNOZ TELKİN KALIBI  Daha çok küçük çocuklara hipnoz altında aşağıdaki hipnoz telkin kalıbı benzerleri uygulanmaktadır. Hasta küçüğe yaklaşımda sevgi ve şefkat duygularıyla dolu ses tonu iletişimi hızlandırmakta, güven duygusu pekişmekte ve sonuç daha çabuk alınmaktadır. Hipnoza alınan küçük rahatladığı ve telkine hazır olduğu sırada uygulayıcı her telkin kalıbında görüldüğü gibi güven içeren ifadeyle diyaloğa başlar. “…Şimdi çok rahatladın… bütün bedenin gevşedi… göz kapakların ağırlaştı… bilincin çok açıldı… İstesen de bedenini kıpırdatamaz, göz kapaklarını açamazsın… ama sözlerimi duyacak ve hiç unutmayacaksın… Sen akıllı ve zekisin, sende hiçbir hastalık yok… artık büyüdün ve geliştin… İstediğin için başaracak ve sabahları kuru kalkmanın sevincini yaşayacaksın… Uykuların hafifledi… Öylesine hafifledi ki… sanki tavşan uykusu… sanki tilki uykusu gibi hafif bir uykuda uyuyacaksın… En ufak bir seste, en ufak bir çıtırtıda uyanacaksın… böylece yaramaz çocukların yatağına kovalarla su dökmesini önleyeceksin… uykuların hafifledi, öylesine hafifledi ki… annen veya baban seslendiğinde hemen uyanacak… tembellik etmeden tuvalete koşacaksın… sonra yatağa dönüp hafif uykuna devam edeceksin… Sende yapısal bir bozukluk ve kusur yok… gerçekten kusur olsaydı… gündüzleri de çişini tutamazdın… Artık uykuların hafifledi… geceleri hafif bir uykuda, tetikte uyuyacaksın. Tembellik etmeden… gündüz olduğu gibi… çişinin geldiğini farkedeceksin… nasıl gündüz çişinin geldiğini… çiş kesenin dolduğunu farkederek doğru tuvalete koşuyorsun… artık geceleri de farkedecek sanki beyninde zil çalmış gibi… sanki biri sana seslenmiş ‘uyan uyan’ demiş gibi hemen gözlerini açacak doğru tuvalete koşacaksın… böylece sabahları kuru kalkacak… evde, seyahatte, başka evlerde, otellerde kuru kalkacaksın. İstediğin, inandığın ve güvendiğin için başaracak, artık kuru kalkacaksın…”  Telkin kalıplarında olduğu gibi ikinci bölümde, uygulayıcı söyler, hasta, işitilir bir ses tonuyla tekrarlar. “…uykularım hafifledi… uykularım hafifledi… geceleri tetikte uyuyacak en ufak bir seste, en ufak bir çıtırtıda uyanacağım” birinci bölümdeki telkin kalıbı benzerleri tekrarlatılır. İşlem bitince uygulayıcı hipnoz konsantrasyonu yoğunlaşan küçüğe başaracaksın imajını içeren telkin kalıplarına devam eder. “…Uykuların hafifledi… o kadar hafifledi ki geceleri tetikte uyuyacaksın… tavşan uykusu, tilki uykusu gibi hafif bir uykuda uyuyacaksın. Artık uykuların hafifledi… sabahları kuru kalkacaksın…” şeklinde telkinlere devam edilir… sona doğru otohipnoza giden yolda. “… Akşamları yatarken sağ elini kapatıp üç derin nefes alacaksın, ardından gözlerini kapatıp üç derin nefes daha alıp, kendini benim yanımda, sanki bu koltukta gibi düşünüp… içinden ‘uykularım hafifledi, kuru kalkacağım… tetikte uyuyacağım’ gibi hatırında kalan telkinleri söyleyip hafif bir uykuya dalacaksın…” Yatak Islatmaya Eriksonian Yaklaşım: Erickson’un şu vakasını inceleyelim.. “Yatağını ıslatma” şikayeti ile getirilen 12 yaşındaki oğlan çocuğu ile Erickson’un diyaloğu kayda değerdir.

Çocukla yaptığı kısa sohbet boyunca Erickson “yatak ıslatma” problemine hiç mi hiç değinmez. Yerine havadan sudan konuşmaya başlar. Laf arasında çocuğun beyzbol kardeşinin ise futbol oynadığını öğrenen Erickson, beyzbol’da kas kontrolünün futbola nazaran ne kadar daha  olduğundan konuşmaya başlar. Çocuğun ilgi dolu bakışları altında doktor, tam zamanında eldiveni açıp topu yakalamak için hangi kasların hangi sırada çalıştığını en ince detayına kadar anlatır. Bununla da kalmaz, topu öbür ele alıp geri fırlatmak için de kasların nasıl kontrol edildiğini anlatır. Koordinasyon çok önemlidir; zira topun elden rastgele değil tam zamanında çıkarılması gerekir yoksa top hedefe doğru gitmez. Bu buluşmadan kısa bir süre sonra çocuk hipnoz altına alınmamış da olsa iyileşir ve yatağı ıslatması durur. Dr.Erickson’un “Beyzbol Mecazı” tedaviyi gerçekleştirmiştir. Ayrıca Dr.Erickson ‘un bu vakasından onun insanı “hasta” yapan güçleri yine insanı tedavi etmek için kullandığını anlayabiliriz. Kardeş kıskançlığı nedeni ile oluşan bir “yatağını ıslatma ” vakasını hastasının kıskançlık duygularının gücünü kullanarak tedavi edebilmiştir. Bazen ateşten su çıkabilir. Bilmiyorum belki de her zaman çıkıyordur:)) Sonuçta hastalık sağlıktan çıkıp geliyor insana tedavi hastalığın kendisinden neden çıkartılamasın !!